Vah Malatya’m Vah Ki Vah!

Malatya Milletvekililleri Ankara’da Bakan ile görüşme yarışına girdi!

Malatya, Malatya olalı böylesini görmedi, görmesi de mümkün değil…

Konudan haberdar olmayanlar için arz edelim: 

Kasım ayı içerisinde AK Parti Malatya Milletvekilleri Abdurrahman Babacan, Bülent Tüfenkci ve İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak ile MHP’li Mehmet Celal Fendoğlu, kısa süreli aralıklarla Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak’ı ziyaret ederek görüştüler.   

Konu? Malatya. 

Görüşenler? 

Üç AK Partili milletvekili ve bir MHP’li vekil. Muhatap? Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak. 

Burada bir parantez açalım: 

Olması gereken, Cumhur İttifakı’nın paydaşları olan AK Parti ve MHP’nin il başkanlarının, Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er’in de yer aldığı bir heyetle, Malatya’nın talep ve beklentilerinin ilgili bakanlıklara sunulmasıdır. 

Doğru olan, şık olan, etkili olan budur. Ancak görüyoruz ki, teamüller bir kenara bırakılmış, koordinasyonsuz bireysel görüşmelerle bir yarış havası estirilmiştir. 

Sayın Bakan Bak, bu tablo karşısında muhtemelen içinden “Ah Malatya, vah Malatya” diye geçirmiştir. 

Fotoğraf karelerinden yansıyan şaşkınlık da bu durumu doğruluyor. 

Şimdi buradan değerli milletvekillerimize sormak istiyoruz: 

“Bu neyin yarışı?” 

Malatya, deprem sonrası büyük acılar yaşamış, toparlanmaya çalışan bir şehir. 

Böylesi zor bir dönemde, milletvekillerinin birlik ve beraberlik içinde hareket etmesi gerekmez mi? 

Şehrin hak ettiği hizmetleri almak için ortak bir strateji izlenmesi, Malatya’nın Ankara’daki sesi olunması gerekmez mi? 

Gerçekleştirilen ziyaretler farklı muhtevada cereyan etmiş olsa anlayabileceğiz Oysa burada gördüğümüz tablo, ne yazık ki bundan çok uzak. 

Ayrı ayrı yapılan bu ziyaretler, şehrin meselelerine çözüm getirmekten ziyade, bir dağınıklığı ve iletişim eksikliğini ortaya koyuyor. 

Sayın milletvekilleri, unutmayın ki bu yarışın kazananı olmayacak. Kaybeden ise açıkça Malatya olacak. 

Halk, sizden daha fazla koordinasyon, daha fazla iş birliği bekliyor. 

Aksi takdirde, Malatya’nın sesi Ankara’da daha gür duyulması gerekirken bu ses, bireysel çabalar arasında kaybolup gidecek. 

Bir kez daha soruyoruz: 

“Bu neyin yarışı?”