KAHTALI’NIN TEHDİTLERİ, YEŞİLYURT BELEDİYESİ’NDEKİ SKANDALLAR VE MEMLEKETİN AHVALİ…
25 Ekim 2019, Cuma 21:58Yeni bir sayımızda daha karşınızda olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Biliyorsunuz Editör köşemiz bir anlamda sizinle dertleşme-hasbihal etme köşemiz. Bu anlamda burada kaleme aldığımız her konuyu, her düşünceyi kılı kırk yararak karşınıza getirme çabasında olduğumuzu bilmenizi isteriz.
Bu ayki dertleşme köşemizde farklı konulardan maddeler halinde oluşan bir liste yapmanın daha mantıklı olacağını düşündük. Umarız bu şekilde gündemdeki konuları daha anlaşılır, daha sade bir şekilde sizlerle paylaşmayı becerebiliriz.
- Ay içerisinde notunu aldığımız bir konu olan, Battalgazi belediye Başkanı Osman Güder ile şahsımın akraba kabilinden amca çocuğu olması ve bu akrabalık bağından dolayı Battalgazi Belediyesi’ne karşı gazetecilik refleksimi kullanmayacağım iddialarının katiyen dayanağı olmayan gelişi güzel ortaya atılmış bir söylemden ibaret olduğunu belirtmek isterim. Osman Güder benim akrabam olabilir ama hiçbir zaman ne onu işime karıştırmayacağımı, ne de benim onun işiyle ilgili yönlendirici olmayacağımı beni tanıyan herkes bilir. Maldia Dergisi ilk sayısıyla birlikte siz değerli okuyucularına söz vermişti ve o söz bugün de bizim en önemli doğruluk prensibimiz olarak duvarımızda asılı duruyor. Bu anlamda Battalgazi Belediyesi ile ilgili eksikleri, yanlışları ve elbette ki doğruları yine en güvenilir şekilde bu sayfalardan okuyacağınıza hiç şüpheniz olmasın.
- Yeşilyurt Belediyesi’nde bir süredir ‘tas kayıp’ sözünün içini dolduracak gelişmeler yaşandığını ne yazık ki üzülerek izlemekteyiz. Belediyede ahbap çavuş ilişkisi almış başını gitmiş. Sırf işe almak için liyakatsiz adamların 4 metrekarelik odalara tıkış pıkış masalar atılarak istihdam edilmesi, devletin kaynaklarının bol keseden tüketilmesi en başta görülen ve de iletilen şikayetlerden birisi. Hele yönetici kademeleri! Mehmet Çınar da dahil olmak üzere, yüksek maaşlı ve rütbeli müdürlerin kabile anlayışıyla atadığı adamlardan geçilmiyor.
-Çevreyolu sıkıntımız, daha büyük bir hastane ihtiyacımız, yeni istihdam alanları, artan nüfusa cevap verecek alt merkezler, bir türlü başlanamayan ve böyle giderse hiçbir zaman başlanamayacak gibi görünen Sahil Yolu gibi acil ihtiyaç olan yatırım ve hizmetleri sanırım hiç birimiz görmezden gelemeyiz. Ya siyasilerimiz? Onlar bu listenin olmazsa olmazlığını bilmelerine rağmen neden görmezden geliyorlar peki? Acaba Malatya adına bir şey isteme- yaptırma yetkinlikleri artık bulunmuyor mu? Ya da kısır çekişmelerden dolayı bu işe zaman mı ayıramıyorlar?
-Turgut Özal Üniversitesi’nde oluşturulan akademik kadroların yetersizliği ve üniversitenin bilimsel çalışma alanında henüz kayda değer bir ilerleme kaydedememesi şu aralar en çok konuşulan konulardan birisi durumundayken, buna şimdi birde rektör Aysun Bay Karabulut’un marketten aldığı çerezlerin fişini bile üniversiteye ödettiği yönündeki iddialar eklendi. Rektör olmak için zamanında inanılmaz bir efor sarf eden Sayın Karabulut’un rektör olduktan çok kısa bir süre sonra dilimize ucuzu nitelemek adına yerleşmiş ‘Bunlar çerez parası bile değil’ söylemini havada bırakacak bu tür bir eylemin içerisine girdiği iddialarının doğru olmamasını umuyoruz.
-Geçenlerde AK Parti Milletvekili Sayın Hakan Kahtalı ile ilgili yapmış olduğumuz ‘Memleketinin yolunu unuttu’ mealindeki analiz haberimiz üzerine bizi önce danışmanı, daha sonra kendisi arayan sayın vekil ne yazık ki yakışıksız bir üslupla hem dergimizi hem de şahsımı tehdit etmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızın ülkemiz için canını dişine takarak iç ve dış düşmanlara karşı mücadele ettiği bir süreçte sayın vekilin tek derdinin kendisiyle ilgili yapılan bir haber olması oldukça garip ve de şaşırtıcı. Biz bu nahoş olayı buraya not düşüp, Sayın vekille ilgili analiz-araştırma tarzı haberlerimize devam edeceğimizin sözünü veriyoruz.
Şimdilik bu maddelerle bu ayki yazımıza noktayı koyalım. Önümüzdeki ay kaldığımız yerden devam edeceğimizi bilmenizi isteriz.
Herkese saygı ve sevgilerimizle.