Yeşilyurt Belediyespor'da Sonun Başlangıcı!

‘Bilinçli’ kelimesini eleştiri yapmak maksatlı kullanılmış alelade bir kelime olarak düşünmeyin sakın, zira takım bilinçli bir şekilde küme düşürülmek isteniyor.

Nedeni çok basit, araştırın bulun.

Gelelim esas konuya…

Bu takımı geçen sezon ne zorluklarla şampiyon yapıp, 3.Lig’e çıkaran teknik adam Hayati Palancı, sezon başından beri kendisini kovmak için fırsat kollayan Orhan Barman yönetimi tarafından başarısızlığın tek nedeni olarak gösterilip kapının önüne konuldu!

Şimdi buraya kadar her şey normal, her kulüpte başarısız süreçlerin ardından yaşanabilecek bir durum gibi görünen bu gelişme aslında geri planı itibariyle çokta masumane bir görevden alma değil.

Kulüpte sezon başı neler yaşandı, alınan futbolcuların birçoğu kimin aracılığıyla alındı, adım adım Hayati Hoca’nın altı nasıl oyuldu, gibi konuları irdelemeden bugün gelinen süreci sağlıklı değerlendirmek pekte mümkün değil.

Bir kere Malatya’da daha önce basketbol ve voleybol gibi 2 önemli spor branşını küme düşüren bir ismin kulüp başkanı olarak Yeşilyurt Belediyespor’un başına getirilmesi başlı başına yanlış bir karardır. 

Burada şunu eklemem gerekiyor sanırım; Orhan Barman’ı insani açından oldukça dürüst ve de iyi bir insan olarak tanıyıp bilirim.

Bana göre tek ve en büyük zaafı yönetici olma hırsının hep zirvede olması. Yani sürekli bir spor kulübüne yönetici olma arzusu var.

Öyle tahmin ediyorum Yeşilyurt Belediyespor serüveni de bu arzudan kaynaklı, birilerinin aracı olmasıyla başladı. 

Velhasıl kelam Orhan Barman’ın göreve başlamasıyla birlikte Yeşilyurt Belediyespor’da yeni bir yönetim, akabinde de yeni bir takım kuruldu. 

Mevcut teknik heyetle devam edilmesi konusu ise başından beri Orhan Barman’ın onay vermediği bir durumdu. Zaten öyle olduğu için de Hayati Palancı ile yeniden anlaşılma süreci uzadıkça uzadı. Barman yönetimi açıkça git diyemediği için şartları hep Palancı’nın kabul etmesi mümkün olmayacak şekilde yukarılara taşıdı. 

Ve sonunda kendisiyle anlaşılmaması için işin yokuşa sürüldüğünü anlayan Palancı masadan el sıkışmadan kalkıp, bu durumu da sosyal medya hesabından paylaşınca olayın akışı bir anda değişti. 

Kulüp içerisinde Palancı’ya vefasızlık yapılmaması gerektiği düşüncesini de taşıyan bir iki ismin konuyu Belediye Başkanı Mehmet Çınar’a taşımasıyla, Palancı konusu kapanmadan tekrar açıldı ve Çınar başkan bir çırpıda tecrübeli hocayla el sıkıştı.

Normal şartlarda yönetime rağmen yapılan bu anlaşma bile kulüpte birilerinin istifası şeklinde dengeleri sarsa bilirdi. Ancak bu durumun yönetimden yönetime değişkenlik gösterdiğini de bu hadiseyle bir kez daha yaşayıp gördük. 

Ancak bu anlaşmayı içine bir türlü sindiremeyen yönetim daha sonra bunu teknik heyete transfer ve futbolcu ödemesi gibi bir kulüpte futbol takımının sağlıklı sonuçlar almasını sağlayacak şartları oluşturmayacak şekilde davranarak, acı bir faturayla ödetecekti.

Transferde hatır gönülle alınan futbolcular, ödemelerde yaşanan aksaklıklar, sezonun başlamasına az bir zaman kaldığının bilinmesine rağmen yönetimsel işleyişin iflas etmesi, kulübü yavaş yavaş o bilinen sona doğru götürmekteydi.  

Ve o bilinen sona doğru gidilen kulüpte fatura başından beri kesilmek istenen adama kesildi. 

Palancı’nın gidişi 4’te 0 çekmiş bir takım görüntüsü için olması gereken bir ayrılık, ancak bunun yönetim ve yönetim üzerinde etkisi olan kişilerin kendi emelleri uğruna yapmış olduğu bir operasyon olduğu gerçeği de gözden kaçırılmamalı. 

Tabi Yeşilyurt Kulübü’nde bu ayrılıkla sular durulur diyenler yanılıyor, zira o kulüpte şampiyonluk için akıtılmış alın terinin karşılığı bile henüz karşılığını bulmadı.

Ortalıkta, kulüpte ödemelerde sıkıntı yok, parasal durum üzerinden Palancı ve taifesi algı yapıyor deniliyor ya, gidin araştırın, takımda kim ne kadar para almış görün.

Hem mevcut yönetimin Çınar başkana yönetim oluştururken sözünü verdiği ‘her yönetici 50 bin TL ödeyecek’ şartı karşılığında verilen söz tutuldu mu, önce onu bir söylesinler.