Malatya İnönü Üniversitesi’nde Rektörlük Ataması Ve Kaybolan Yıllar?!

Malatya İnönü Üniversitesi’ne yapılacak rektör ataması, şehrin gündemini meşgul etmeye devam ediyor. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni rektörü belirleme sürecinin uzaması, kafalarda pek çok soru işareti oluşturdu. 

Son dönemlerde  üniversitenin, bilim ve eğitim odaklı yapısından saparak rant ve menfaat ilişkilerinin merkezine dönüştüğü iddiaları, kamuoyunda sıkça tartışılıyordu.

Bu durum, Malatya’daki siyasetçiler, bürokratlar, akil insanlar ve bazı cemaatlerin dikkatini çekmiş durumda. 

Şehrin önde gelen isimleri, kendilerine yakın bir rektörün atanması için Ankara’da yoğun bir lobi faaliyeti yürütüyor. 
Her grup, üniversitenin yönetiminde kendi etkisini artırmak ve çıkarlarını korumak için mücadele ediyor.

Malatya halkı ve üniversite camiası, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yapacağı atamayı büyük bir merak ve heyecanla bekliyor. 

Yeni rektörün, üniversiteyi bilim ve eğitim alanında yeniden hak ettiği yere taşıyacak bir isim olup olmayacağı tartışma konusu. 

Atamanın, üniversitenin gelecekteki yönelimini ve şehrin akademik yapısına etkisini belirleyecek kritik bir karar olduğu açık.

İnönü Üniversitesi’nde Kayıp Yıllar ve Ahmet Kızılay Dönemi

Malatya İnönü Üniversitesi, son sekiz yılını Ahmet Kızılay’ın rektörlüğünde geçirdi. 

Rekör Kızılay,dönemindeki 8 yıllık süreç,üniversite tarihinde ne yazık ki başarılarla değil, hayal kırıklıklarıyla ve skandallarla damga vurdu. 

Üniversitenin akademik prestiji ve kurumsal itibarı, Kızılay yönetimi altında ciddi anlamda zarar gördü. 

Peki, Ahmet Kızılay’ın rektörlük dönemi neden bu kadar olumsuz hatırlanıyor?

Rekötür Kızılay, görev süresi boyunca üniversiteyi bilimsel ve akademik başarılarla gündeme getirmek yerine, maalesef Üniversiteyi farklı konularla gündemde tutarak tartışma konusu olmuştu.?

Üniversite'de akademik liyakat ve şeffaflık gibi değerlerin yerine, torpil ve rant ilişkilerinin ön plana çıktığı bir yönetim sergilediği kamuoyunda sıkça konuşuldu.!

Akademik kadrolara yapılan atamalarda torpil iddiaları sıkça dile getirildi.

Bu atamalar, üniversitenin nitelikli akademisyenler ve personel tarafından yönetilmesi gereken bölümlerine bile yetersiz ve deneyimsiz isimlerin getirilmesine neden olmuştu.!

Bu durum, eğitim kalitesinin düşmesine ve üniversitenin itibar kaybetmesine yol açtığıda gündeme gelmişti.

Kızılay döneminde üniversite, bilimsel çalışmalardan çok, çeşitli rant ilişkileriyle gündeme geldiği dilden dile konuşuldu.

İnönü Üniversitesi,bazı kişilere ve gruplara sağlanan ayrıcalıklar, üniversiteyi adeta bir çıkar kapısı haline getirilmesi ile anıldı.?

Üniversite yönetiminin, belirli çevrelere ve kişilere yönelik bu tavrı, üniversitenin özerkliğini ve akademik bağımsızlığını da zedelediği de çok konuşuldu.

Eğitim ve bilim üreten bir kurum olarak İnönü Üniversitesi, ne yazık ki bu süreçte kimliğini yitirdiğide tartışma konusu olmuştu.?

Öte yandan, Kızılay döneminde üniversite ile ilgili ortaya çıkan bu olumsuz tablo, öğrenci ve akademisyenlerin motivasyonunu da olumsuz etkiledi. 

Üniversite, öğrenci odaklı bir yönetim anlayışından uzaklaştığı gibi bilimsel araştırma ve inovasyon projeleri geri planda kalarak tepkilere neden olmuştu.

Rektör Kızılay’ın, üniversiteyi ileri taşımak yerine kişisel ve çevresel çıkarlar doğrultusunda yönetmesi, iddiaları sadece üniversiteyi değil, Malatya’nın akademik ve sosyal gelişimini de olumsuz etkiledi.

Bugün geldiğimiz noktada, Malatya İnönü Üniversitesi yeni bir rektör atamasını bekliyor. 

Şehrin ve üniversitenin, Ahmet Kızılay dönemiyle hesaplaşması ve bu dönemin yarattığı hasarları onarması gerekiyor. 

Yani yeni atacanak rektör, üniversitenin bilim ve eğitim misyonunu yeniden inşa etmeli, liyakat ve şeffaflığı esas alarak güven tazelemelidir. 
Malatya halkı ve üniversite camiası, bu süreçte umut dolu bir değişim ve yenilenme beklentisi içinde.

İnönü Üniversitesi’nin yeniden ayağa kalkması, ancak doğru ve vizyon sahibi bir yönetimle mümkün olabilcek.

Bilimsel ve akademik başarılarla anılacak bir üniversite, ancak adaletli ve şeffaf bir yönetimle inşa edilebilir. 
Ahmet Kızılay dönemi, üniversite için bir ders niteliğinde olmalı ve yeni rektör bu hatalardan ders çıkararak, üniversiteyi hak ettiği yere taşıyacak adımları atmalıdır.?!