Cemaat, Meşale ve İddialar…
Bir topluluğa, bir gruba, bir cemaate imtiyazlar tanıyıp, devlet olanaklarını önlerine sınırsız sunarsanız tıpkı FETÖ gibi onlar da gün gelir ülke yönetimini eline geçirmek için canınıza kast etmekten geri durmazlar.
Aslında ‘cemaat’ Türk Dil Kurumu’ndaki tanımı itibariyle ‘Bir imama uyarak namaz kılan topluluk’, ya da ‘İnsan topluluğu, kalabalık’ demek. Peygamber Efendimizin tarif ettiği şekilde Müslümanlık ikliminin manasına uygun ifa edildiğinde güzel sonuçlar vermiş bu kavram, ne yazık ki günümüz dünyasında örnekleriyle sabit olduğu gibi dünyevi bir araç haline getirilmiş durumda.
Örneğin Malatya’da son dönemlerde cemaat nizamıyla kurulmuş, ‘Meşale Derneği’nin nüfuzunu her geçen gün arttırmak suretiyle kentteki güç dengelerini lehine çevirdiği iddiaları artık şehir insanların konuştuğu rutin konulardan birisi haline gelmiş durumda.
Bir zamanlar ‘Biz bu devletten maaş alan imamın arkasında namaza durmayız’ ikliminde yetişenlerin tohumlarını diktiği Meşale Derneği’nin önlenmesi mümkün görünmeyen yükselişini arkasındaki siyasi güce bağlayanların sayısı anımsatmayacak sayıda çok.
Biz yine de konunun bütününe iddia zemini üzerinden giderek, olayı suçlu-fail denklemi çerçevesinde değerlendirme yanlışına düşmeyelim.
Elbette ki Meşale Derneği’ne tehlikeli bir cemaat ya da ülkeyi ele geçirme planları yapan şeytani bir örgüt mesabesinde bakmayacağız. Çünkü ülkenin özellikle yakın tarih arşivinde FETÖ gibi acı bir tecrübe varken, herhangi bir cemaat ya da derneğin daha uzunca bir süre hukuksuz iş yapma cesaret ve ferasetiyle eyleme geçmesi pekte mümkün gözükmüyor.
Ancak Meşale Derneği ile ilgili ortalıkta dolaşan iddiaların da ‘Şüyuu vukuundan beter’ türden iddialar olduğunu söylemek de sanırız yanlış olmaz.
Artık herkes tarafından isimleri bilinen siyasi destekçilerinin de gücüne güç kattığı bu derneğin, kamu dairelerine eleman aldırma, iş dünyasında sermaye sahiplerine yaptırım gücü uygulama ve hatta şehrin valisini sürdürme gibi iddialarla karşı karşıya kalması sanırız bu derneğin yöneticilerinde rahatsızlıktan çok ‘güç gösterisi’ emareleriyle ortaya çıkan farklı bir psikolojiyi ortaya çıkardı.
Öyle ki artık her gün bir yenisi ortaya atılan iddialarla ilgili bir süreden sonra açıklama yapma gereksinimi bile duyulmadı.
Yukarıda da bahsettiğimiz Vali sürdürme eyleminin öznesi olan 15 Temmuz’un Malatya’daki kalkışma ayağında ortaya koyduğu duruşla halk tarafından kahramanlık payesine uygun görülen dönemin valisi Mustafa Toprak’ın bu dernekle ilgili hukuki temelde başlattığı bir kovuşturmanın merkeze çekilmesine neden olduğu iddiası gibi daha birçok iddia hiçbir zaman ne yalanlandı, ne de dernek gündeminde yer işgal etti.
Şehrin sakinlerini oldukça rahatsız eden, hatta bu rahatsızlıklarının dışa vurumu olarak son yerel seçimde bu dernek ve siyasi destekçilerinin karşısında duruyor izlenimi veren Selahattin Gürkan’a rekor sayıda oy verilmesiyle farklı bir boyuta taşınan Meşale ve cemaat endeksli tartışma, sanırız daha uzunca bir süre gündemde yer tutmaya devam edecek.
Meşale Derneğiyle ilgili yeni iddialara bakıldığında ise nüfuzunun daha geniş bir alana yayıldığı yorumu rahatlıkla yapılabilir.
Örneğin Meşale’nin medya ayağının ilçe belediyelerden reklam adı altında zorla para tahsil ettiği…
Örneğin Büyükşehir Belediyesi bünyesinde stratejik noktalarda görev yapan isimlerin Selahattin Gürkan’ı zor durumda bırakmak için iş yavaşlatma ya da işi sekteye uğrattığı…
Gibi iddialar konuşulup duruyor.
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.