© Maldia Haber

Suç Şehri

Tıpkı yazar Sir Arthur Conan Doyle tarafından yaratılan hayalî dedektif Sherlock Holmes’un polisiye romanları serisinin en çok okunanı ‘Suç Şehri’ isimli kitabındaki gibi, kötülük yapanın yanına kar kalıyor.

Tıpkı yazar Sir Arthur Conan Doyle tarafından yaratılan hayalî dedektif Sherlock Holmes’un polisiye romanları serisinin en çok okunanı ‘Suç Şehri’ isimli kitabındaki gibi, kötülük yapanın yanına kar kalıyor.      

İçişleri Bakanlığı’nın kararnamesiyle yeri değiştirilen emniyet müdürümüzü Samsun’a gönderdiğimiz günden bir hafta sonra Malatya’nın güvenli şehirler sıralamasında hangi durumda olduğunu tüm çıplaklığıyla ortaya koyan bir rapor yayınlandı.

Hem de ne rapor!

İçler acısı, canımızın hiçbir kıymetinin olmadığını, evimizde, sokakta Allah’a emanet yaşadığımızı gözler önüne seren, (Elbette ki O’nun rızasıyla nefes alıp veren fanileriz)  hem de birinci sırada olduğumuz bir rapor!

Değerli büyüğüm Atilla Kantarcı da değindi, Umut Vakfı’nın Türkiye genelinde yaptığı ‘silahlı şiddet haritası’ araştırmasının sonucuna göre Malatya bölgesinde birinci!

Şaşırdık mı, eminim birçoğunuz şaşırmadınız.

Allah aşkına Malatya’da sonucu ölümlü ya da yaralamalı biten silahlı kavganın olmadığı bir Allah’ın günü var mı?

Diğer asayiş olaylarını söylemiyorum ha!

Şehrin muhtelif yerlerindeki esnafa haraç almak suretiyle dadanan çeteleri, sokak ortasında polisin gözü önünde bıçakla gasp yapan psikopatları, hap alıp- çeşitli kimyasallar çektikten sonra sağı solu rahatsız eden manyak tipleri yazmıyorum, yazsam yerim yetmez.

Her neyse, işte bir zamanların en sakin, en güvenilir olan, ancak şimdilerde ise listelerde zirveyi kimselere kaptırmayan bu şehirde 5 yıla yakın bir süre emniyet müdürlüğü yapan ve bana göre şehrin bu hale gelmesinde en büyük paya sahip emniyet müdürünü geçenlerde davullarla zurnalarla Samsun’a gönderdik.

‘Artık Samsun düşünsün’ gibisinden biraz kabaca bir söz söylemek geldi bir an içimden ama neyse ki bu sözün yakışık almayacağı düşüncesi beni kısa sürede bu düşüncemi hayata geçirme konusunda engelledi.

Bu vesileyle yeni Emniyet Müdürümüze de hayırlı olsun temennilerimle birlikte şu naçizane asayiş konusundaki tespitlerimi sıralamak istiyorum…

- Malatya’da büyük bir başıboşluk var ve isteyen istediğine kendi ölçülerinde adalet dağıtabiliyor.

- Farklı illerden gelen hırsızlık ve gasp çeteleri elini kolunu sallayarak istediği yere rahatça girip eylemini gerçekleştirebiliyor.

- İnternet üzerinden özellikle pompalı diye adlandırılan silahlara en kolay erişilen şehirlerin başında Malatya geliyor. Kargo şirketleri üzerinden eve teslim hizmetiyle temin edilen bu silahların birçoğu ruhsatsız olarak rahatça kullanılabiliyor. Bugün birçok şehirde olan emniyetin kargo şirketleriyle koordineli çalışması durumu maalesef Malatya’da yok.

-Şehrin en işlek noktaları olan Fahri Kayahan ve Kanalboyu başta olmak üzere birçok merkezi noktada iş yapan onlarca esnaf, kendisinden haraç istendiği için ya iş yerini kapatıyor ya da tehditlere boyun eğerek canını hiçe sayıp yaşamaya devam ediyor.

 

NE BALLIYIZ VESSELAM!

Şu günlerde futboldan ve daha birçok şeyden önce gelen ve aidiyet bilincimizi ön plana çıkaran gelişmeler yaşıyoruz.

Allah bu birliğimizi, dirliğimizi her zaman daim kılsın.

Geçenlerde değindiğim bir mevzuydu aslında, gündeme gelince bir kez daha yazmak istedim.

Aldığımız başarıların küçümsenmesi ya da şans- tesadüf gibi kelimelerle aslında bir anlamda emeğin de hiçe sayılarak, görülmemesi mevzusundan bahsediyorum.     

5 yıldır takımın aldığı her başarılı sonucu öylesine, her tutan hedefi tesadüfi, her atlanılan turu şans olarak gören zihniyete Şampiyonlar Ligi kupasını da verseniz fayda etmez; zira onların derdi takım ya da memleket olmadı hiçbir zaman.

Ligi 5. sırada bitirmemiz diğer takımların beceriksizliği, Türkiye Kupası’nda yarı final oynamamız yüzyılda bir olacak bir olay, 4 büyükleri sahamızda eze eze yenmemiz ise biz değil, onlar istedikleri için.

Ve en büyük ballı tarafımız pek tabi başkan Adil Gevrek!

Anası onu Kadir Gecesi doğurmuş.

Bu kadar şanslı, bu kadar Allah’ın sevdiği, bu kadar bahtı açık birisi olmazmış!

Zaten Galatasaray karşısında da 1 puanı biz almamışız, Fatih Terim kadroda revizyona gittiğinden adamların yıldızları kadroda yokmuş da ondan… 

Bir de üstüne bizim şanslı tarafımız eklenince ortaya 1-1’lik sonuç çıkmış.

Hele 5-1’lik Denizli galibiyetini hiç konuşmayalım, o maçı biz kazanmadık, Denizli kaybetti! 

Yani anlayacağınız son 5 yıldır alınan hiçbir başarı ne kulübe, ne yönetime, ne de başkana ait.

Tamamen gaipten güçlerin kontrolü altında elde edilmiş emeksiz-zahmetsiz başarılar!

Bunları yazan çizen sözüm ona zihniyetler ondan sonra da çıkıp niye kimse bize saygı duymuyor diye söyleniyor.

Ne demeli bunlara şimdi, söz söyleyin.

 

 

     

 

    

  

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER