Hayallerimize De Engel Olamazsınız Ya !
SPORNe zaman ki ağzımızdan, ‘Bu sene bizim senemiz olabilir, buna kulüp olarak da camia olarak da hazırız’ gibisinden bir cümle çıktı…
Acımdan üzerimize üzerimize gelmeye başladılar.
Hem de bütün savaş aletlerini, bütün masa başı argümanlarını kullanarak!
Şimdi bir kez daha garabete düşme endişesi yaşamadan, ‘acaba’ demeden, sözlerimden dolayı alnımın ortasına hayalperest ya da aptal yaftası yapıştırırlar diye düşünmeden diyorum ki; hayallerimize de engel olamazsınız ya!
Sizi bilmem ama ben tüm bu oyunlara, masa başı tezgahlara rağmen hala o hayalimi koruyorum. Hem de en canlı, en somut haliyle…
Kimse rüyalarımıza, hayallerimize de ket vuramaz ya!
Varsın sahnelesinler bildikleri bütün oyunları.
Bekleyip göreceğiz; inancın, emeğin önünde hangi güç durabiliyormuş hep birlikte yaşayacağız.
KÖTÜ SONUÇ DEĞİL
Gelelim futbol seyircisinin dimağında ödüllük bir film tadı, biz de ise bölüm bölüm eşsiz bir hazzı, bölüm bölüm ise kalp, damar ve şeker gibi rahatsızlığı olanlarda dolaşım sistemi bozukluğu sorunları ortaya çıkaran Gençlerbirliği maçına…
Çok mu iyi oynadık, hayır. Kötü mü oynadık, hayır.
Peki ne yaptık?
Oyunun hücum bölümünü iyi, savunma bölümünü biraz kötü yaptık.
Ancak her şeye rağmen deplasmandan 1 puanla dönmek, hele de bu tür hikayesi geniş bir maçtan sonra fena bir sonuç sayılmaz.
5 haftalık süreçteki zorlu bir maç takvimi durumunu düşündüğümüzde aldığımız sonuçlar ve topladığımız puanlar kötü olarak değerlendirilmemeli bence.
SADECE SORU SORUYORUM !
Artık alışkanlığımız olan hakem hataları bölümünü elbette ki es geçme gibi bir düşüncem yok.
Bravo Zorbay Küçük’e !
O kadar zorlanmasına rağmen büyük bir beceri örneği sergileyerek Malatya aleyhine kullanılacak pozisyonları bir cerrah hassasiyetiyle tek tek bulup karşımıza getirmeyi başardı ya…
Murat Yıldırım’ın pozisyonu tartışmasız penaltı evet, fakat ya Sakıb’ın pozisyonu?
Peki ya ev sahibinin ilk golü, pasif ofsayt durumu var mı yok mu?
Bundan sonra maçlarımızı yöneten güzide hakemlerimizi sadece soru sormak suretiyle bu satırlara taşıyacağım. Zira sadece sorulara verilecek dürüst cevaplardan bile Malatya’nın canının ne kadar yakıldığı rahatlıkla ortaya çıkacaktır.
Mehmet Türel
İlginizi Çekebilir