© Maldia Haber

Çalık, Afrika Ülkesi Benin'de Türkiye'yi Anlattı

AK Parti Malatya Milletvekili ve TBMM Nüfus ve Kalkınma Grubu Başkanı Öznur Çalık, Avrupa Parlamenter Formu’nun(EPF) davetlisi olarak ‘Ougadougou Ortaklığı 4. Yıllık Toplantısı’na katılmak üzere gittiği Benin’de incelemelerini sürdürdü.

Benin'de düzenlenen Parlamenter Toplantısına da katılan Milletvekili Çalık, burada Avrupa Parlamenterler Formu ve Afrika Parlamenter Formunun üyeleri ile bir araya geldi. Toplantıda bir konuşma yapan Çalık, “Bu toplantı geçtiğimiz Eylül ayında New York’ta 193 ülkenin imzası ile kabul edilen 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin(SDG) küresel anlamda önemine değinmek için önemli bir fırsattır. Bildiğiniz üzere Ouagadougou (Ogadagu) Ortaklığı da Frankafon Batı Afrika ülkelerinin birlikte karar alarak kollektif hareket ettiği önemli bir ortaklıktır. Bu ortaklık Frankafon Batı Afrika ülkelerinin; Nüfus, Kalkınma ve Aile Planlaması konusunda 2011 yılından bugüne kadar almış olduğu ilerleme de önemli bir itici güçtür. 2011 yılında bu güne yapılan taahhütlerde ciddi ilerlemeler gözlemlenmiştir. Tabi bu ilerlemeler, gelişmeler yeterli midir? Kesinlikle hayır! Ancak Frankafon Batı Afrika ülkelerinin parlamenterleri olarak kabul edilen taahhütlerin arkasında kararlılıkla durmanızı takdir edilmesi gereken bir husustur. Özellikle ülkelerinizin geleceği için hayati öneme sahip olan aile planlaması, anne-bebek ölümleri ile mücadele konusunda önümüzdeki yıllarda da yapılacak çalışmalar sürdürülebilir kalkınmaya ciddi katkı sağlayacağından şüphem yoktur” diye konuştu.
  Kalkınmanın temelinin sağlık olduğunu belirten Çalık, “2015 SDG hedeflerinin üçünün doğrudan sağlık koşullarını ele alması ve 2030 MDG çerçevesinde de sağlığa ilişkin konuların öneminin devam etmesi Cinsel Sağlık, Üreme Sağlığı ve Aile Planlamasının rolü ve önemini arttırmaktadır. Son on yılda sağlık alanında birçok az gelirli veya orta gelirli ülkede yaşanan ilerlemeler oldukça etkileyicidir. Birçok ülkede, çocuk ve anne ölümü oranlarında şimdiye kadar yaşanan en büyük düşüş kaydedilmiştir. BM kuruluşları ve Dünya Bankası Grubu tarafından yapılan açıklamaya göre, anne ölümlerinde 1990 yılından bu yana %44 lük bir azalma kaydedilmiştir. Ancak Sahraaltı Afrika ve Güney Asya’da bulunan en düşük gelire sahip ülkeler ve çatışmalardan etkilenenler başta olmak üzere birçok ülkenin 2015 yılına kadar SDG’nin gerçekleştiremediği görülmektedir.  Ülkeler arasındaki politik farklılıklar, ekonomik sosyal, eşitsizlikler ve bunların sağlık ve dolayısı ile Aile Planlaması ve Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı üzerindeki etkileri kalkınma hedeflerinin gerçekleştirme oranlarında da farklılıklar yaratmaktadır. Eldeki veriler, Aile Planlaması, Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı da dahil olmak üzere, sağlığa bir çok ülkede yapılan mevcut yatırımların ne yeterli ,ne etkili ne de eşit bir dağılımda olduğunu göstermektedir. Bu da son on yılda alınan kaynaklar miktarı bağlamında, sağlıktan eşit oranda yararlanılamadığı düşüncesini tartışmaya açmaktadır. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri arasında değinilmesi gereken önemli bir diğer konu ise Cinsiyet eşitliğini sağlamak, kadın ve kız çocuklarının güçlendirilmesidir. Ekonomik, Sosyal ve Çevresel düzeyde kalkınmanın merkezinde olan ve geleceğin toplumuna, ekonomisine ve ulusal politikalarına şekil vereceklerden biri de kadın ve kız çocuklarının güçlendirilmesidir” İfadelerini kullandı. Konuşmasında Türkiye’deki gelişmeleri de anlatan Çalık, “Geleceğin nesillerine yön verecek olan kız çocuklarına yatırım yapılması küresel düzeyde önemsenmekte ve öne çıkmaktadır.  Kız çocuklarının temel ve mesleki eğitimlerine devam ederek eğitimlerini tamamlamaları, ekonomiye erkeklerle eşit fırsatlarla katılımı, onlara daha refah bir yaşam ortamı sağlayacak ve sürdürebilir kalkınmanın başarısında yer alacaklardır. Kız çocuklarının eğitimlerine devam etmeleri, erken ve çocuk evlilikleri yapmalarını, erken yaşlarda gebe kalmalarını engelleyecektir. Ana çocuk sağlığının iyileşmesine katkıda bulunacak bu durum, sürdürebilir kalkınmayı da, anne ölümlerinin ve sakatlıklarının azalmasını da pozitif etkileyecektir. Türkiye Sağlıkta Dönüşüm programı ile 11 yılda bebek ölüm hızını binde 6’ya düşürerek bebek ölümlerini son 20 yılda en hızlı düşüren 4. ülke konumuna gelmiştir. Ülkemde Anne ölümleri izleme programı ile anne ölüm oranı yüz binde 14’e düşmüş, doğum öncesi bakım hizmetleri ve Hastanede doğum oranı yüzde 99’a yükselmiştir.  Aile planlaması programı ile Kadınların herhangi bir kontraseptif yöntem kullanım oranları dünyada yüzde 63, DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü) Avrupa ülkelerinde yüzde 71 iken Türkiye’de yüzde 73,5’dir. Kadın ve kız çocuklarının güçlendirilmesinde eğitimin çok önemli olduğunun bilincinde olan ülkemizde 12 yıllık zorunlu eğitimi getirilmiş olup, okullaşma oranı son 10 yılda yüzde 9 artarak ilkokulda yüzde 100’e yükselmiştir. Türkiye, Kız çocuklarımızın eğitimini desteklemeye yönelik olarak birçok ulusal, uluslararası kuruluşlarla işbirliği projeler yürütülmektedir. Kadın ve kız çocuklarına yönelik olarak her türlü şiddetin ortadan kaldırılması için başta uluslararası antlaşmalar(CEDAW) olmak üzere anayasamızda, Türk Medeni Kanununda, Türk Ceza Kanununda, İş Kanununda birçok yeni düzenlemeye gidilmiştir. Ayrıca, Türkiye Avrupa Konseyi’nin “Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi(İstanbul Sözleşmesi)” onaylayan ilk ülke olmuş ve bu sözleşmeyi ülkemiz adına dönemin Dışişleri Bakanı şimdiki Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu imzalamıştır. Türkiye olarak, G-20 dönem Başkanlığı’nda ilk kez Woman 20 Zirvesini gerçekleştirerek; G-20 Liderlerine, Cinsiyet Eşitliği ve Kadınların Ekonomik olarak güçlendirilmesi yönünde çağrıda bulunulmuştur. Ülkemiz 23-24 Mayıs 2016 tarihlerinde İstanbul'da ilk defa gerçekleştirilecek Dünya En Az Gelişmiş Ülkeler İnsani Zirvesi'ne ev sahipliği yapacaktır.  Temennim, bu etkinliğin başarılı bir şekilde gerçekleştirilerek, yaşadığımız sıkıntıların çözümüne vesile olmasıdır” dedi.
Çalık konuşmasına, “Her insanın sağlıklı bir yaşam sürmesi doğal bir haktır. Bugün dünyada Sadece hayatta kalma, yaşama tutunma yani var olma mücadelesi veren milyonlarca insan vardır. En iyi örneği ülkemizin yanı başında Suriye ve Orta Doğu’da görmekteyiz. Bugün Orta Doğu’daki insanlar için, Afrika’daki insanlar için mücadele etmezsek verilen taahhütler sözde kalır ve bu durumun hiçbir şekilde insani bir yanı yoktur. Savaşların en çok mağduru kadınlar, çocuklar ve bebeklerdir. Bunun için tüm insanlığın ayağa kalkması gerekmektedir. Bu duygu ve düşüncelerle tüm insanlığın barış ve kardeşlik içinde sağlıklı bir yaşam sürmesini, kadınlara ve kız çocuklarına karşı her türlü ayrımcılığın ve şiddetin son bulmasını diliyorum” dedi.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER