15 Temmuz Demokrasinin ve Milli İradenin Zaferidir
GÜNDEM15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla anma programı düzenlendi.
Mehteran takımı eşliğinde yürüyüşe geçen başta Vali Aydın Baruş olmak üzere il protokolü, siyasi parti temsilcileri, STKlar, şehit ve gazi dernekleri ile aileleri ve çok sayıda vatandaş İnönü Caddesi'ni takiben kent merkezindeki 15 Temmuz MilletMeydanı'nakadaryürüdü.
Kent protokolü ve vatandaşlar, daha sonra meydandaki anma programına katıldı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın seslendirilmesiyle başlayan programda Malatya İl Müftüsü Veysel Işıldar Kur'an-ı Kerim okudu. Malatya Büyükşehir Belediyesi Mehteran Takımı'nın gösterisinin ardından, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Atatürk Havalimanı'ndan konuşması vatandaşlar tarafından kent meydanına kurulan dev ekranlarda izlendi.
Vali Aydın Baruş, burada yaptığı konuşmada, “15 Temmuz 2016’da, Milletimizin Şanlı tarihine altın harflerle nakşettiğimiz Demokrasi Destanı’nın 3’üncü Yıldönümünü idrak etmek, bu destansı mücadelede şehadet makamına erişen Aziz Şehitlerimizi Anmak üzere bir araya geldik. Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nde, Malatya’daki bu manzara, Aziz Milletimizin kardeşlik şuurunun ne kadar sağlam temeller üzerine kurulu olduğunu bir kez daha göstermiştir. Bu manzara, bizi biz yapan değerlerimize olan sadakatinizin, şehitlerimizin emanetine olan vefakârlığınızın, birliğimize olan inancınızın ifadesidir.
Bize karşı savaş açan düşmanlar, harp meydanlarında mağlup edemedikleri bu kahraman milleti, içerisine nifak tohumları ekmek suretiyle bölmeye ve ona boyun eğdirmeye defalarca yeltenmişlerdir. 40 yıldan beri; bölücü terör örgütünü kullanarak ülkemizin bir bölgesini Türkiye’den koparmak, insanlarımız arasına nifak düşünceleri sokarak birbirine düşman etmek, Türkiye’yi ekonomik bakımdan zaafiyete uğratarak kendilerine boyun eğmeye mecbur bırakmak isteyen uluslararası güçlere ve onun piyonlarına karşı,
Devletimizin, polisimizin, jandarmamızın, askerimizin ve topyekün milletimizin verdiği kahramanca mücadele, bu şer amaçlara ulaşılmasına defalarca mani olmuştur.
Türkiye’ye savaşla, bölücü terör maşasıyla boyun eğdiremeyeceğini anlayan bu güçler, bu sefer Milletimizi içeriden vurmayı planlamışlardır. Devletimizi yönetenlere karşı güvensizlik oluşturmak, halkımızı birbiriyle düşman hale getirmek için bin bir türlü desiseye başvuran bu karanlık güçler, yıllardır himayelerine aldıkları işbirlikçileri vasıtasıyla girişimlere başladılar. FETÖ denen terör örgütünü kullanarak; seçimle gelmiş iktidarı ve devletimizin temel kurumlarını halkımızın gözünde örseleyerek, devletin kurumlarına olan güvenini yok ederek bu amaçlarına ulaşmak istediler.
On yıllarca; devletimizi ele geçirmek için, gençleri yalanlarla ve safsatalarla aldatarak, kendisine her koşulda itaat edecek birer mankurt yapan, riyakârca davranmayı karakterleri haline getiren bu örgüt, dini değerlerimizi utanmazca kullanarak İslam’ın en temel vasıflarını bir tarafa atmıştır. Bu melun örgüt, bağımsızlığımızı ortadan kaldırarak Türkiye’yi uydu bir devlet haline getirmeyi, halkımızı bir birine düşürerek devletimize olan itimadımızı yok etmeyi ve toplumu kaosa sürüklemeyi, ülkemizin bazı bölgelerini terör örgütlerine peşkeş çekerek aziz vatanımızın parçalanmasını, kısacası İstiklalimizi ve İstikbalimizi hedef aldı.
Bundan tam üç yıl önce, 15 Temmuz 2016’da, milletimizin huzuruna, birlik ve beraberlik ruhuna kurşun sıkan bir suikastla karşılaştık. FETÖ terör örgütü, 15 Temmuz gecesi, tüm devlet geleneklerini çiğneyerek, gizli bir ajandayla devletimizin yönetimini ele geçirmeye çalışmıştır.
Bu suikastın hedefi Türkiye ve Türk Milleti idi. Ülkemizin güçlenmesini, dünya arenasında ezilenlerin gür sesi, suskun dünyanın hür sesi olmasını hazmedemeyenler Türkiye’ye diz çöktürmek istediler. Halkımızın büyük teveccühüyle işbaşına gelmiş Sayın Cumhurbaşkanımızı hedef alarak milli iradeyi, Türkiye Büyük Millet Meclisini bombalayarak demokrasimizi lağvetmek istediler. Devletin stratejik kurumlarını; MİT’i, Polisimizi, TRT’yi, TÜRKSAT’ı hedef alarak güvenliğimizi yok etmek istediler. Meydanlara akan insanlarımızı, kurşun yağmuruna tutarak, tanklarla ezerek inancımızı, direncimizi ortadan kaldırmak istediler.
Aziz milletimiz, istiklal ve istikbalimizin, devletimizin bekası için fedakârca bir direniş göstererek terör örgütünün bu hain planına engel oldu. Ülkemize, demokrasimize, şerefimize kast eden darbeci hainlere karşı Milletimiz, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısına uyarak, minarelerden
okunan sala seslerinin imanına verdiği güçle ölüme meydan okudu, tarihin altın sayfalarında yer alacak destansı bir mücadele verdi.
Bu millet; izzet içerisinde ölümü, zillet altında yaşamaya tercih eden bir millet olduğunu dünyaya bir kez daha gösterdi. Genciyle, yaşlısıyla, kadınıyla, erkeğiyle, polisiyle, askeriyle, jandarmasıyla verilen bu destansı mücadelede 251 kardeşimiz şehadet makamına, 2.193 kardeşimiz gazilik mertebesine ulaştı. Canımızdan canlar kaybettik. Her birinin hikâyesi bu direnişteki azmin, sebatın ve fedakârlığın simgesi oldu. Onların destansı kahramanlıkları, vatan ve millet aşkının ne anlama geldiği konusunda evlatlarımıza anlatacağımız ilham kaynakları oldu.
Ankara’da Özel Kuvvetler Komutanlığı’na girmeye çalışan darbeci hain Semih Terzi’yi alnından vurarak öldürdükten sonra, vatan ve namus aşkının bedelini otuz kurşunla şehit edilerek ödeyerek göklere kanatlanan, 15 Temmuz direnişinin simgesi Niğdeli Kıdemli Başçavuş ÖMER HALİSDEMİR ve Milletimizin her kesiminden, yurdumuzun her diyarından daha nice kahramanlar… Bu kahramanlar, şehit kanlarıyla sulanmış bu Aziz Vatanın bağımsızlığı, Milletimizin bu topraklar üzerinde izzet ve şerefle yaşaması için canlarını tereddüt etmeden Hakka teslim ettiler.
Bugün aramızda bulunan; 15 Temmuz Gazileri; Enes Gün, Ebubekir Keskin, Polis Memurları Ünal Hakan Yiğit, SerdalDoru, Ömer Faruk Koşar kardeşlerimize ve tüm gazilerimize şifalar ihsan etsin.
Malatya, Milli İradenin her zaman yılmaz savunucusu olduğu gibi, 15 Temmuz gecesi de Demokrasi Mücadelesinin destana dönüştüğü en önemli noktalardan biri oldu. Malatyalılar, 15 Temmuz’da Devletine, Demokrasisine, Milli İradesine ve bu iradeyi temsil eden Liderine sahip çıktı. Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla; caddelere, meydanlara akan Malatyalı Kardeşlerimiz, Milletine kastetmeye niyetlenen hainlerin yüreğine korku saldı.
Şehitlerimizin ve gazilerimizin, canları ve kanlarıyla tarihin altın sayfalarına nakşettiği 15 Temmuz Direnişinesiller boyu unutulmayacak olan bir “Destan”dır.15 Temmuz; Kula Kulluk Edenlere Karşı Sadece Allah’a Kulluk Edenlerin Destanıdır.15 Temmuz; Şeref ve İzzetini Ayaklar Altına Atanlara Karşı İradesini Asla Çiğnetmeyenlerin Destanıdır.15 Temmuz; Ruh Planında Ebedi Helake Mahkûm Olmuş Köle Ruhlulara Karşı “Ben Ezelden Beridir Hür Yaşadım, Hür Yaşarım. Hangi Çılgın Bana Zincir Vuracakmış Şaşarım” Diyenlerin Destanıdır.15 Temmuz; Milletin İradesi Karşısında Korkakça Kaçıp Başkalarının Kucağına Sığınanlara Karşı Ölüme Meydan Okuyanların
Destanıdır.15 Temmuz; Yabancı Güçlerin Himayesi Altında Milletine Komplo Kurmakla Meşgul Bir Zebuna Karşı, Millet İradesini Yegâne Dayanak Bilerek Zalimlere Karşı Dimdik Duran Bir Liderin Destanıdır. 15 Temmuz Demokrasinin ve Milli İradenin zaferidir. Bu zafer, demokrasi mücadelesini destekleyen tüm vatandaşlarımızın, hukuk devletinin hak ve özgürlüklerin zaferidir.
Cenab-ı Hak, bu millete15 Temmuz gibi ihanetleri bir daha yaşatmasın, FETÖ ve diğer terör örgütlerinin şerrinden bizleri emin eylesin, Yüce Mevla ülkemize ve milletimize tuzak kurmaya kalkanlara fırsat vermesin, Rabbimiz bizleri kardeşçe yaşama şuuruna sahip olanlardan eylesin, Yüce Yaradan kalplerimizi şehadet ve gaza ruhundan mahrum bırakmasın, Hak Teâlâ bu Aziz Milleti kıyamete kadar baki kılsın” diyerek sözlerini dua ile sonlandırdı.
Vali aydın Baruş, TBMM Başkanı Mustafa Şentop adına Gazi Polis Memuru Ömer Faruk Koşar’a 15 Temmuz kahramanlık destanına ilişkin hediye verdi.
Türkiye genelinde 00.13’te selaların dinlenmesinin ardından 15 Temmuz belgeseli millet meydanında izlendi.
İlginizi Çekebilir